Yetişkinlerin arasında kontrolsüz bir şekilde yayılan, çoğunlukla kimseye anlatılmayan bazı hastalıklar vardır. Bunların bazıları kolay tedavi edilebilirken, bazıları gizli bir şekilde insan vücudunda taşınır, başkalarına bulaşır veya zamanla çeşitli sorunlar oluşturabilir. Bu hastalık etkenlerini alan kişiler yaşadığı müddetçe hastalık oluşması açısından risk altında olduğu gibi, takip ve tedavi almak zorunda kalabilir. “Tabi hastalığının tanısı konulmuş ise”. Hasta hekime başvurmamış ve tanı konulmamış ise durum daha da zorlaşır. Çünkü riskli temas ile hastalıkların yayılımı artar, başka hastalar ortaya çıkar ve hastalar ilerlemiş klinik bulgular ile hekimlere başvurur. Bu hastalıklara “cinsel yolla bulaşan hastalıklar” diyoruz. Kişilerin birbiriyle pek konuşmadığı, dünya genelinde ve Türkiye’de ciddi bir sağlık sorunu oluşturan bu hastalıklar aslında sanıldığından daha sık görülmektedir. HIV ile yaşayan 45.000 kişi varken, yıllık 3000 civarında yeni sifiliz(frengi) vakası bildirilmektedir.
Önemli bir diğer konu ise bu hastalıkların gençlerde yaygınlaşması ve gelecek hayatlarında üreme sağlıklarını da etkileyecek bir dizi soruna neden olmasıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar dünyada oldukça yaygın ve sonuçları önemli; o halde bu gizli salgından korunmak mümkün müdür? Kimler risk altındadır?
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülme sıklığı, cinsel sağlık politikaları, eğitim düzeyi ve sosyo-ekonomik faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ülkemizde sık görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında bel soğukluğu (gonore), genital bölgeyi tutan bakteri ve mantar enfeksiyonları, frengi (sifiliz), HPV (Human Papilloma Virus), HBV, HIV/AIDS gibi hastalıklar bulunuyor. Özellikle çok ve değişken partnerli kişiler, madde kullanıcıları, erkeklerle seks yapan erkekler (farklı cinsel yönelimi olan bireyler), seks çalışanları, tecavüz mağdurları, ergenler bu hastalıklara karşı yüksek risk altındadır.
Ergenlik, merakın ve keşfin en yoğun olduğu dönemdir. Ancak bu dönemde bilgi eksikliği, gençleri geri dönüşü zor sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bırakabilmektedir. Gençler, cinsel aktiviteye başladıklarında cinsel yolla bulaşan hastalıklarla karşılaşma riski taşımaktadır. Bu riski azaltmanın en etkili yolu cinsel sağlık eğitimi ve korunma yöntemlerini doğru bir şekilde öğrenmeleridir. Cinsel sağlık eğitiminin zamanında ve yeterli düzeyde verilmediği ülkemizde ne yazık ki gençlerin çoğu, cinsel riskler konusunda eğitim şansına pek sahip değil. Aynı şekilde riskleri bilmeyen pek çok yetişkin, hasta yetişkinlerle temas ederek bu hastalıkları almakta ve ailesini de enfekte etmektedir. Dolayısı ile erken dönemde verilecek cinsel sağlık eğitimi ileriye yönelik sağlık okur yazarlığına katkı sağlayabilir.
Doğru bilinen yanlışlar da vardır: yakın cilt teması, salgı teması, oral temas gibi tamamlanmayan ilişkilerden sonra cinsel hastalık bulaşmayacağı, sağlıklı görünen kişilerin hastalık taşımıyor olduğu gibi. Halbuki cinsel bulaşıcı birçok hastalık var ve bazıları daha kolay bulaşırken, bazıları hasta olan kişilerde herhangi bir bulgu vermeyebilir. Genel olarak bu hastalıklardan korunma önlemlerinden bahsedecek olursak;
Davranışlarla Korunma:
Sağlıklı cinsel davranışlar, cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynar. Bu; tek cinsel partner(eş) seçimi, karşılıklı sadakat, açık iletişim ve düzenli sağlık kontrollerini içerir. Ancak sadece davranışlarla korunmak, enfeksiyon riskini tamamen ortadan kaldırmaz. Bazen yeni veya çok eşli partner hastalık bulaştırabileceği gibi, kan teması ile de benzeri hastalıklar alınabilir. HPV gibi bazı virüsler sessizce yayılabilir ve semptom göstermeyebilir. Bu nedenle kişiler eşlerini korumak için de riskli cinsel davranıştan uzak durmalıdır.
Çok cinsel partneri olan kişilerle ve riskli olarak tanımlanan gruplardaki kişilerle cinsel ilişki, cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılma riskini artırabilir. Çok tanınmayan bir partnerin cinsel sağlık geçmişi bilinmemekte ve cinsel yolla bulaşan hastalık taşıyıp taşımadığı anlaşılmamaktadır. Bu nedenle cinsel hastalığa sahip olma riski bulunan uyuşturucu madde kullanıcısı, seks işçisi, biseksüel/homoseksüel veya yeterince tanınmayan kişilerle cinsel temastan uzak durulmalıdır.
Düzenli Sağlık Kontrolleri:
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi önemlidir. Cinsel aktif gençlerin düzenli sağlık kontrolünden geçmeleri, hastalıkların erken dönemde tespit edilmesine yardımcı olabilir.
Koruyucu Ek Önlemler:
Prezervatif (Kondom) kullanımı cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde etkili ve sık kullanılan yöntemlerden biridir. Doğru ve düzenli kullanım cinsel yolla bulaşan hastalıkların yanı sıra cinsel yolla bulaşan HPV gibi virüslerin de yayılmasını önleyebilir. Ancak kondom kullanımı %100 koruma sağlamaz. Genital bölge dışındaki enfeksiyon risklerini (örneğin, genital siğiller) önlemede tam koruma sağlamayabilir.
Özellikle genç kızlar ve genç erkekler için HPV aşısı, cinsel yolla bulaşan HPV enfeksiyonlarını ve bu enfeksiyonlara bağlı kanser türlerini önlemek için önerilmektedir.
Türkiye’de cinsel yolla bulaşan hastalıklar bireysel değil, ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Tedavi maliyetleri, psikolojik etkiler, damgalanma endişesi (stigma) ve üreme sağlığına verdiği zararlar düşünüldüğünde, önleme en ucuz ve en etkili yöntemdir. Gençler, bu hastalıklardan korunmak için bilinçli ve sağlık bilgilerinin eğitim sistemine entegre edildiği bir toplum içinde yetiştirilmelidir. Sağlık politikalarının güçlendirilmesi, eğitim programlarının genişletilmesi ve erişilebilir hale getirilmesi, cinsel yolla bulaşan hastalıklarla mücadelede önemli adımlar olarak kabul edilmelidir. Gençleri cinsel sağlık riskleri konusunda bilgilendirme ve korunma yöntemlerinin kullanılması, cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasını önlemede kritik bir rol oynamaktadır. Cinsel sağlık eğitimi bir tabu değil, bir zorunluluktur. Dün konuşmadık, gençlerimizde hastalıklar yayılıyor; bugün konuşalım, yarın daha ağır bedeller ödemeyelim.

YORUMLAR