Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Osmanlı Döneminde Tıp Eğitimi ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin Doğuşu

Osmanlı’da modern tıp eğitiminin miladı genellikle 14 Mart 1827 olarak kabul ediliyor: o tarihte II. Mahmud tarafından İstanbul’da kurulan Tıbhâne‑i Âmire (ve ona bağlı Cerrahhâne-i Âmire) ile — öncelikle orduya hekim yetiştirmek amacıyla — “resmî tıp okulu” sistemi başlamış oldu.

Osmanlı’da modern tıp eğitiminin miladı genellikle 14 Mart 1827 olarak

1. Klasik Dönemde Tıp Öğretimi (14.–18. yüzyıllar)

Osmanlı Devleti’nde tıp eğitimi başlangıçta usta–çırak geleneği ile yürüyordu.

  • Hekimlik öğrenmek isteyenler, saray hekimleri (hekimbaşı), darüşşifa hekimleri veya şehirde itibarlı tabiplerin yanında yetişirdi.
  • Bu eğitim, teoriden çok pratik gözlem ve tecrübeye dayanırdı.
  • Kaynak olarak İbn-i Sina’nın el-Kanun fi’t-Tıb’ı, Razi’nin kitapları, Galen ve Hipokrat’ın klasik eserleri kullanılırdı.
  • Tıbbî bilgi, daha çok Arapça ve Farsça metinler üzerinden aktarılırdı.

Bu dönemde devlet eliyle bir tıp okulu yoktu; ancak Selçuklulardan devralınan darüşşifalar, hem hastane hem de eğitim kurumu gibi işlev görüyordu. En meşhurları Edirne II. Bayezıd Darüşşifası ve Süleymaniye Darüşşifası idi.

2. Modernleşme Öncesi Çabalar

  1. yüzyıla gelindiğinde Avrupa’da tıp hızla modernleşirken Osmanlı’da geleneksel eğitim yetersiz kalmaya başladı.
    Özellikle 1790’lardan itibaren ordunun sağlık ihtiyacı acil hale geldi. Salgın hastalıklar, cephane taşımaları sırasında hekim eksikliği ve savaşlardaki kayıplar, modern bir tıp okulunun gerekliliğini ortaya çıkardı.

III. Selim ve II. Mahmud, askeri yenileşme hareketleri kapsamında tıbbı da dönüştürme kararı aldı.

**3. 

Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin Kuruluşu (1827)

Osmanlı’da modern anlamdaki ilk tıp okulu, 14 Mart 1827’de II. Mahmud’un iradesiyle Tıbhane-i Âmire ve Cerrahhane-i Âmire adıyla kuruldu. Bu tarih, bugün Türkiye’de “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

Kuruluşun Amaçları

  • Orduya modern tıp bilgisine sahip hekim yetiştirmek
  • Cerrahları bilimsel yöntemlerle eğitmek
  • Osmanlı’nın sağlık sistemini Avrupa standartlarına taşımak

Eğitim Modeli

  • Dersler başlangıçta Türkçe ve Arapça yapılırken, kısa sürede Fransızca kaynaklara geçildi.
  • Avrupa’dan uzman hekimler getirildi (Charles Ambroise Bernard, Servier, Spitzer vb.).
  • Öğrenciler anatomi, fizyoloji, kimya, dahiliye, cerrahi, eczacılık gibi dersler alıyor; kadavra ile modern anatomi çalışmaları başlanıyordu.
  • Eğitim askeri disiplin altındaydı; mezunlar orduya hekim olarak atanıyordu.

4. 1839–1867: Galatasaray ve Gülhane’ye Uzanan Gelişim

Tıp eğitimi, 19. yüzyılın ortasında yeni kurumlarla genişledi:

▶ Galatasaray Tıp Okulu (Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane, 1839)

  • II. Mahmud sonrası Tanzimat kadrolarının reformist hamlesiyle kuruldu.
  • Eğitim dili Fransızca yapıldı; bu, Osmanlı tıp eğitiminde yeni bir bilimsel sıçrama yarattı.
  • Avrupa’da tıp eğitiminin metotları aynen uygulanmaya başlandı.

▶ Eczacı ve Veteriner Okulları

  • 1840’larda tıbba bağlı olarak eczacılık, 1849’da da veterinerlik eğitimi kurumsallaştı.

5. Haydarpaşa’da Yükselen Yeni Tıp Mektebi (1903)

1903’te Haydarpaşa’da dev bir modern kampüs inşa edildi.

Bugün Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin merkez yerleşkesi olan bu bina, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin en gelişmiş hâliydi.

Bu dönemde:

  • Modern laboratuvarlar açıldı
  • Klinik eğitim geliştirildi
  • Uluslararası hekimler görev aldı
  • Tıp fakültesi ile hastane bir arada konumlandı

Haydarpaşa Tıbbiye Mektebi, Osmanlı’nın yetiştirdiği en donanımlı hekimleri bu dönemde verdi.

6. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçiş ve Tıbbiyenin Mirası

Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, kurulduğu günden itibaren:

  • Modern anatomi ve cerrahinin yerleşmesini
  • Bilimsel tıp araştırmalarının başlamasını
  • Aşı çalışmalarının gelişmesini
  • Eczacılık ve hemşirelik gibi yan alanların kurumsallaşmasını
    sağladı.

Cumhuriyet’in ilk tıp fakülteleri, doğrudan Osmanlı Tıbbiyelerinin üzerine inşa edildi.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) ve İstanbul Tıp Fakültesi, bu köklü mirasın devamıdır.

Bugün de Sağlık Bilimleri Üniversitesi, bu geleneğin doğrudan devamı olduğunu sık sık vurgulamaktadır:

1827’den 1903 Haydarpaşa’ya, oradan bugünün modern sağlık eğitimine uzanan 200 yıllık Tıbbiye çizgisi.

7. Sonuç: Osmanlı Tıp Eğitiminin Tarihsel Önemi

Osmanlı tıbbiyesinin en belirgin katkısı, geleneksel–tecrübî hekimlikten modern bilimsel tıbba geçişi sağlamasıdır.

Bu geçişin ana taşıyıcısı ise Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane olmuştur.

Özetle:

  • 1827 modern tıbbın başlangıcıdır.
  • 1839 tıpta Batılılaşmanın hızlandığı dönemdir.
  • 1903 Haydarpaşa Osmanlı tıp eğitiminin en ileri aşamasıdır.

Bugün Türkiye’nin sağlık eğitimindeki başarısı, bu köklü mirasın doğal bir devamı olarak kabul edilir.