Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bilimsel Araştırmalar: Güç Stresi Yöneticilerde Öfke Krizlerini Artırıyor

Son yıllarda iş dünyasında sık karşılaşılan “eleştiriye kapalı, sürekli öfkeli ve aşırı şüpheci” yönetici profili, uzmanlara göre hem kurumlara zarar veriyor hem de belirli psikolojik örüntülerle ilişkili olabiliyor.

Son yıllarda iş dünyasında sık karşılaşılan “eleştiriye kapalı, sürekli öfkeli

İş hayatında giderek daha görünür hale gelen toksik liderlik davranışları, çalışanların motivasyonunu düşürürken kurumların verimliliğini de olumsuz etkiliyor. Psikoloji uzmanlarına göre son dönemde sık rastlanan “eleştiriye tahammülsüz, kendini yanılmaz gören, sürekli öfke ve azarlama krizleri yaşayan, her şeyden şüphelenen yönetici davranışları” tesadüf değil. Bilimsel literatür, bu tabloyu bazı kişilik örüntüleri ve güç kaynaklı davranış bozulmalarıyla açıklıyor.

Uzmanlar, özellikle paranoid kişilik özelliklerinin aşırı kuşkuculuk, çevredeki herkesin kötü niyet taşıdığına inanma ve eleştiriyi doğrudan bir saldırı olarak algılama şeklinde ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Bu kişiler iş ortamında tehdit algısını abartarak sert tepkiler verebiliyor.

Bir diğer dikkat çeken nokta narsistik kişilik özellikleri. Araştırmalar, kendini “yanılmaz”, “üstün”, “eleştirilmez” gören yöneticilerin eleştiri aldıklarında yoğun öfke, aşağılama ve kontrol çabası gösterebildiğini, bunun da kurumsal çatışmaları artırdığını ortaya koyuyor. Bazı uzmanlar bu durumu “güç zehirlenmesi” şeklinde tanımlıyor.

Bilimsel yayınlarda ayrıca öfke kontrol güçlüğü ve duygudurum dalgalanmalarının da önemli bir faktör olabileceği belirtiliyor. Ani öfke patlamaları, tahammülsüzlük ve zaman zaman kendini aşırı güçlü hissetme gibi davranışlar, bipolar bozukluk gibi duygudurum temelli hastalıkların belirli dönemlerinde görülebiliyor. Ancak uzmanlar, klinik tanının yalnızca yüz yüze bir psikiyatrik değerlendirmeyle konulabileceğinin altını çiziyor.

Psikoloji alanındaki güncel çalışmalar ise önemli bir noktaya daha dikkat çekiyor: Uzun süre denetlenmeyen güç ve sorgulanmayan otorite, zamanla kişilik yapısında bozulmalara yol açabiliyor. Bu durum herhangi bir hastalık olmasa da yöneticiyi “eleştiriye kapalı, sürekli gergin, kontrolcü ve cezalandırıcı” bir profile sürükleyebiliyor.

Çalışma psikologları, bu tür liderlik davranışlarının çalışanlarda tükenmişlik, kaygı ve motivasyon kaybına neden olduğunu, kurumların ise performans, inovasyon ve insan kaynağı kaybı yaşadığını vurguluyor. Uzmanlara göre sağlıklı bir iş ortamı için yöneticilerin psikolojik farkındalık kazanması, kurumsal geri bildirim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve çalışanların psikolojik güvenliğinin sağlanması kritik önem taşıyor.