Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Doç. Dr. Şemsi Nur KARABELA
Doç. Dr. Şemsi Nur KARABELA

Diyabetik Ayak

Diyabet, kan şekerinin yükselmesi ile seyreden endokrin bir hastalıktır ve vücudun birçok organını etkiler. Bu etkiyi çoğunlukla damarlarda hasar oluşturarak yapar. Uzun süre kan şekerinin yüksek kalması hastaların ayaklarında da sinir (diyabetik nöropati) ve damar hasarına (diyabetik vaskülopati) neden olur. Sinirlerde oluşan bu hasar, his kaybı yapar. Bir yere çarpan veya keskin, sert bir cisme basan hasta yaralandığını fark edemez, önlem alma gereği duymaz ve küçük hasarlar açık yara haline dönebilir. Deride veya dış çevrede bulunan bakterilerin açık olan bu yara bölgesine yerleşerek çoğalması ile dokuda enfeksiyon oluşturması mümkün hale gelir. Sık ve uzun süreli geniş etkili antibiyotik kullanımına oluşan dirence, damar bozukluğuna bağlı kan dolaşımı azalması da eklenince derin dokulara ve nekroza (kangren) ilerleyen iyileşmesi zor yaralar oluşur. Yara çevresindeki damarların durumu, kemiğin etkilenmesi ve bölgede çoğalan mikroorganizmaların tespiti için çeşitli muayene ve tanı yöntemleri kullanmak gerekir.
Tedavinin planlanması için operasyon ve bakım ekibi dahil genel cerrahlar, kardiyovasküler cerrahlar, ortopedistler, enfeksiyon ve endokrin uzmanları ile yara bakım ekiplerinin birlikte ilgilenmesi gereken bir problem haline gelen yara, hem hasta hem de ekip için kronikleşen ve tedavisi zorlaşan bir süreç oluşturur.
Hangi durumlar diyabetik ayağın habercisi olabilir?
Diyabetik ayak yaraları erken fark edilip tedavi edilmediğinde ne yazık ki derin dokulara ve kemiğe ulaşarak ilaçla tedavi edilemeyecek kadar fazla miktarda ölü doku oluşturabilir. Bu durumda parmak, ayak veya bacağın bir kısmının cerrahi operasyonla alınarak ölü dokuların uzaklaştırılmasından başka çare kalmaz.
Bu riski azaltmak amacıyla koruyucu hekimlik ve hastanın kendisine ve ayaklarına iyi bakması çok önemlidir. Kan şekeri kontrolü sağlanmalı, ayaklar gibi yere yakın ve his kaybı olabilecek uç organlar yaralanma ve enfeksiyon açısından düzenli olarak kontrol edilmeli, bakım yapılmalı veya muayene ettirmelidir.
Yarada enfeksiyon oluşmuş ise erken başlanan antibiyotik tedavisinin düzenli kullanılması ve yara bakımının yapılması cerrahiye gerek kalmadan iyileşme sağlayabilir. Ancak azalan dolaşım nedeniyle ilaç yara içine ve çevresine yeterince ulaşamazsa enfekte yaranın tedavisi zor olabilir. Bazen de enfeksiyon tedavi edilse bile doku kanlanmasının bozulması, vaskülopati yaranın iyileşmesine fırsat vermez. Dokudaki iskemi (kan ile beslenememe) hem ilaç tedavisini ve yara iyileşmesini olumsuz etkilemesin, hem de hasta sepsise girerek kaybedilmesin diye ileri evrelerde debridman (ölü doku uzaklaştırması) gerekebilir ve hasta canlı doku hattından itibaren ampütasyon yaptırmak zorunda kalabilir.
Ampütasyon bütün diyabetik hastalar için istenmeyen bir sonuçtur. Bu sonucu önlemek için diyabetli hastalar neler yapmalıdır:
Diyabet ömür boyu kişiyle birlikte olacak kronik bir hastalıktır. Kronik hastalığa sahip kişiler hangi yaşta olursa olsun takip ve tedavilerine ihtimam göstermeli, yukarıda belirttiğim önlemleri uygulayarak diyabetik yaraların oluşmasına engel olmalıdır.
Diyabetik yaraları önlemek kaliteli ve sağlıklı yaşamaya da yardımcı olacaktır.
Sağlıklı günler temennisiyle.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER