Kadına yönelik şiddetle mücadelede en kritik başlıklardan biri olan alkol kullanımı, bilimsel araştırmaların da ortaya koyduğu gibi, şiddet davranışlarını tetikleyen başlıca risk faktörleri arasında yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve çok merkezli meta-analizlerde, partnerin yoğun alkol tükettiği ailelerde fiziksel ve psikolojik şiddet riskinin iki ila üç kat arttığına dikkat çekiliyor. Alkolün saldırganlığı artırdığı, dürtü kontrolünü zayıflattığı ve gerilim anlarında şiddetin eşiğini düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.
YEŞİLAY: Alkol ve Şiddet Arasındaki Bağı Topluma Anlatan En Güçlü Ses
Türkiye’de bu kritik ilişkiyi en net, en açık ve en kararlı şekilde dile getiren kurum ise Yeşilay. Sadece bir bağımlılık örgütü olmanın çok ötesine geçen Yeşilay, alkolün toplumsal zararı konusunda yıllardır yürüttüğü bilimsel temelli çalışmalarıyla adeta bir “toplumsal koruma kalkanı” görevi üstleniyor.
Yeşilay’ın hazırladığı eğitim programları, saha çalışmaları, aile destek projeleri ve farkındalık kampanyaları; alkol kullanımının yalnızca bireysel bir tercih olmadığını, aynı zamanda kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere toplumun en kırılgan kesimlerini tehdit eden ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu gözler önüne seriyor.
Kuruluş, son yıllarda özellikle “alkol–şiddet ilişkisi” konusunu kamuoyunun gündeminde tutarak, hem politika üreticilerinin hem de toplumun geniş kesimlerinin farkındalığını güçlendiriyor. Uzmanların aktardığı bilimsel verileri sade bir dille topluma ulaştıran Yeşilay, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde bilimsel bilgiye dayalı en etkili aktörlerden biri hâline gelmiş durumda.
Bilimsel Veriler: Risk Açık Bir Şekilde Yüksek
Uluslararası literatürde yer alan araştırmalar, şu bulgulara işaret ediyor:
- Partnerin düzenli alkol tükettiği ailelerde fiziksel şiddet riski 2–3 kat artıyor.
- Yoğun alkol kullanımının olduğu hanelerde psikolojik ve ekonomik şiddet oranları kayda değer biçimde yükseliyor.
- Kadının kendi alkol tüketimi de riski artırsa da, bilimsel çalışmalar en güçlü belirleyicinin erkeğin yoğun alkol kullanımı olduğunu vurguluyor.
- Alkol, öfke kontrolünü ve karar verme becerilerini zayıflatarak “eşik düşürücü etki” yaratıyor ve şiddetin başlamasını veya ağırlaşmasını kolaylaştırıyor.
Bu bulgular, alkol kullanımının yalnızca bireysel sağlık riski değil; aynı zamanda toplumun güvenliğini doğrudan ilgilendiren bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.
“Şiddetin Bahanesi Olmaz, Alkol Engellenebilir”
Uzmanlar, kadına yönelik şiddetle mücadelede yalnızca cezai yaptırımların değil, aynı zamanda koruyucu ve önleyici adımların da hayati olduğunu belirtiyor. Bağımlılık tedavisine erişimin artırılması, gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmaları, riskli ailelere destek mekanizmalarının genişletilmesi ve alkol tüketimini azaltmaya yönelik toplumsal politikalar, şiddetin önlenmesinde önemli bir çarpan etkisi yaratıyor.
Yeşilay’ın tam da bu noktada devreye giren çalışmaları, koruyucu sağlık hizmetlerinin en görünür örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor. Kurumun insanı merkeze alan yaklaşımı, alkol ve şiddet ilişkisini hem bilimsel hem sosyolojik yönleriyle ele alarak Türkiye’de toplumsal farkındalığı artırıyor.
