Güçlü bağışıklık için çözüm: beslenme ve uyku düzeni
SUBÜ Konuşmaları’na katılan TÜBA Üyesi ve SBÜ Hamidiye Uluslararası Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Gültekin, güçlü bağışıklığın sırlarını açıkladı.
Sakarya Uygulamalı bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından herkese açık olarak düzenlenen ‘SUBÜ Konuşmaları’nın 2. Hafta programına Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Uluslararası Tıp Fakültesi Dekanı ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyesi Prof. Dr. Fatih Gültekin katıldı.
SUBÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Azize Alaylı’nın ve katılımcıların sorularını yanıtlayan Gültekin, “Normalleşme Sürecinde Sağlıklı Beslenme ve Bağışıklık” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
BESLENME, BAĞIŞIKLIĞI BİRE BİR ETKİLİYOR
Beslenmenin bağışıklığı etkileyen en temel faktör olduğunu söyleyen Gültekin, “Bazı gıdaların özellikle ön plana çıkartılması yanlış, hareketli ve düzenli yaşam tarzı, alışkanlıklarımız stres ve moral durumumuz, geçirdiğimiz bazı hastalıklar, genetik yatkınlıklarımız ve maruz kaldığımız kimyasallar hepsi bir arada bağışıklık sistemimizi etkiliyor. Bir vitaminin eksikliği hastalığın sürecini ciddi ölçüde etkiliyor. Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin kanındaki D vitamini düzeyine ilişkin yapılan bir araştırmada; çalışmaya alınan vakaların yüzde 4’ünde normal seviyede, yüzde 88’inde düşük, yüzde 99’unda ise aşırı derecede düşük çıkmış.”
MEYVE VE SEBZE TÜKETMENİN BAĞIŞIKLIĞIMIZA VE PSİKOLOJİMİZE ETKİSİ VAR
Meyve ve sebze ağırlıklı beslenmeyi önemsediğinin altını çizen Gültekin, “Sadece Bağırsaklarımızda 1,5-2 kiloya yakın mikro organizma yani bakteri var. Biz bu bakterileri yediğimiz gıdalarla besliyoruz. Meyve ve sebzelerin içerisinde sindirilemeyen lif dediğimiz yapılar var. Vücudumuzdan dışkıyla ata bildiğimiz liflerle Bağırsaklarımızdaki bakteriler besleniyor. Biz meyve ve sebze yedikçe bunları seven bakteriler çoğalıyor ve faydalı moleküller üretiyor. Hayvansal gıda ağırlıklı beslenirsek onları seven bakteriler çoğalıyor ve vücudumuza zararlı olabilecek moleküller üretiyorlar. Bu moleküller Bağışıklığımıza direkt etki ediyor. Moralimizi ve psikolojimizi etkiliyor. Beynimizle Bağırsaklarımız arasında direkt sinir lifleri var. Bu nedenle Bağırsakları ikinci beyinde deniyor.” diye açıkladı.
UYKU DÜZENİ BAĞIŞIKLIĞI ARTIRIYOR
Vücudun düzeni sevdiği bilgisini veren Gültekin, “Yatış ve kalkış saatlerimiz uyumlu olmalı. Sık sık bölünen ve düzensiz uyku bağışıklığı azaltır. Melatonin hormonu yaşlanmayı, parkinsonu, Alzheimer’ı, geciktiriyor, kanseri önlüyor. Gece vardiyasında çalışan bazı çalışanlar da kanser hastalığı daha sık görülüyor. Akşam erken yatıp gece uykusunun alınması günlük yaşamımızı, mutluluğumuzu doğrudan etkiliyor. Bir dönem sonra saat kurmaya bile gerek kalmıyor çünkü vücut alışınca istenen saatte kalkılıyor. Bu düzen içerisinde bir taraftan hareket olmalı, beslenmeye yönelik bir ajandamız olmalı, ara öğünlerde şekerli şeyler yiyip içilmemeli, bol miktarda su ve şekersiz çaylar içilmeli. Uzun açıklar da bağışıklığınızı güçlendiren bir diğer etmen. Bir avuç kuruyemiş yiyince de, üç tane yiyince de, oturup doyasıya yiyince de sistem çalışıyor. O nedenle yemeye oturunca güzel beslenelim ama öğün aralarında bir şeyler yemeyelim.”