Alzheimer tedavisinde yeni tedavi yaklaşımları neler?
Alzheimer hastalığının tedavisinde tam düzelme ya da “şifa” sağlayacak bir tedavi henüz bulunmasa da bu konuda yoğun araştırmalar devam etmektedir. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet İlkin NAHARCI, Alzheimer rahatsızlığı hakkında bilgilendirmede bulundu.
Alzheimer hastalığının tedavisinde tam düzelme ya da “şifa” sağlayacak bir tedavi henüz bulunmasa da bu konuda yoğun araştırmalar devam etmektedir. Yine de, belirtileri azaltıp, hastaların ve ailelerinin yaşam kalitelerini yükseltecek bir dizi ilaç mevcuttur. Alzheimer hastalığının günümüzdeki ilaç tedavisinin muhtemel faydaları hakkında gerçekçi beklentilere sahip olmak önemlidir. Kullanılan ilaçların hiçbiri hastalığı iyileştirmeyecek ve hasta zamanla kötüleşmeye devam edecektir.
Tedavide kullanılan ilaçlardan biri olan Memantin, Alzheimer hastalığının neden olduğu sinir hücresi hasarını sınırlayabilen veya yavaşlatabilen bir ilaçtır. Orta veya ileri derecede demansı olan hastalarda genellikle bir kolinesteraz inhibitörü ile birlikte kullanılmaktadır.
Alzheimer hastalığındaki hafıza kaybını hafifletmeye ve davranış sorunlarını kontrol etmeye yardımcı olabilecek kolinesteraz inhibitörleri grubu ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar, asetilkolin adı verilen bir kimyasalın beyinde daha fazla aktif olmasına izin vererek, Alzheimer hastalığında meydana gelen asetilkolin seviyelerindeki düşüşleri telafi eder.
Alzheimer hastalığının davranışsal semptomları genellikle zihinsel semptomlardan daha rahatsız edicidir. Hafif vakalarda bile ajitasyon, anksiyete ve sinirlilik meydana gelebilir. Genellikle Alzheimer hastalığı ilerledikçe kötüleşir, kişi için olduğu kadar ailesi ve bakıcıları için de stresli olabilir. Bu durumun tedavisinde davranışsal terapi ve ilaçlar kullanılmaktadır. Davranışsal semptomlar için kullanılan hemen hemen tüm ilaçlar kafa karışıklığını artırabileceğinden ve birçoğu ciddi yan etkiler ve hatta artan ölüm riski ile ilişkili olduğundan, ilaçsız tedaviler tercih edilir.
Depresyon, özellikle Alzheimer hastalığının erken evresinde sık görülmektedir. Davranış terapisi ve/veya ilaçlarla tedavi edilebilir. Davranış terapisine örnek olarak düzenli fiziksel aktivite, üzüntüye neden olan sebepleri ortadan kaldırma, sosyalleşme, kişinin hoşlandığı etkinliklere katılma verilebilir.
Bakıcılar ve Alzheimer hastalığı olan kişiler için en zor konulardan biri saldırgan davranıştır. Psikiyatrik bozukluklarda sanrıları tedavi etmek için kullanılan antipsikotik ilaçlar nadiren faydalıdır. Bakıcılara, bu durumu tetikleyicilerin ve hastayla sözlü veya fiziksel karşı karşıya gelmelerin sayısını azaltmaya yardımcı olacak stratejiler önerilebilir.
Uyku bozuklukları davranış değişiklikleriyle (gündüz şekerlemelerini sınırlamak, fiziksel aktiviteyi artırmak, akşamları kafein ve alkol tüketiminden kaçınmak) veya ilaçla ya da her ikisi ile tedavi edilebilir.
Alzheimer tedavisinde, 2003 yılından bu yana onay alan bir ilaç bulunmamaktaydı. Haziran 2021’de ise “Aducanumab” isimli bir ilaç uzun bir süreden sonra ABD’de onay almıştır. “Aducanumab” beyinde anormal miktarlarda oluşan protein yapılı plakları ortadan kaldırmak için tasarlanan bir monoklonal antikordur. İlaç Faz III denemesinde başarılı olması üzerine “Erken Evre Alzheimer hastalığının” tedavisi için hızlandırılmış onay almıştır. Tedavide etkinliği ve güvenliği hakkında yeterli bilgi olmaması ve ciddi mali yük getirmesi nedeniyle yaygın kullanıma girmesi ancak önümüzdeki yıllarda mümkün olabilecektir.
Bu hastalığın tedavisine hem hastanın hem de yakınlarının katılımının olması gerekmektedir. Hastanın düzenli beslenmesinin, fiziksel aktivite yapmasının, bazı zihinsel aktiviteler ile uğraşmasının ve bakım için iyi şartlar sağlanmasının yararları açıktır.
Ayrıca hastanın kullandığı ilaçlar her doktora başvurusunda düzenli olarak gözden geçirilmeli ve zararlı olabilecek ilaçlar sonlandırılmalıdır. Kronik hastalıkları (Hipertansiyon, diyabetes mellitus, kalp yetmezliği…) varsa, bunların tedavisi de en iyi şekilde sürdürülmelidir. Hastanın kansızlığı ve vitamin eksikliği (Vitamin B12, folik asit, D vitamini…) bulunuyorsa tedavi edilmelidir.