Titanik'ten kurtulan Dr. Besim Ömer Akalın'a ait eser yayınlandı

Titanik felaketinden şans eseri kurtulan Dr. Besim Ömer Akalın'a ait “Doğururken ve Doğurduktan Sonra” adlı eseri bir asır sonra Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Stj. Dr. Rümeysa Çalışkan tarafından yayınlandı.

KÜLTÜR-SANAT 21.02.2022, 12:42 21.02.2022, 12:52 Ahmet Balcı
Titanik'ten kurtulan Dr. Besim Ömer Akalın'a ait eser yayınlandı

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönem hekimlerinden olup yaptığı çalışmalarla tanınan ve Cumhuriyet’in ilanından sonra iki kez Bilecik mebusu olarak Meclis’e giren Dr. Besim Ömer Akalın’a ait “Doğururken ve Doğurduktan Sonra” adlı eser, bir asır sonra Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Rümeysa Çalışkan tarafından günümüz alfabesi ile yayınlandı.

Dönemin meşhur kadın hastalıkları ve doğum hekimi olan Akalın kendini birçok alanda yetiştirmiş ve gerek sağlık çalışanları gerekse halkı bilgilendirmek için birçok alanda eserler kaleme almıştır. En çok kadın hastalıkları ve doğum alanında tanınan Akalın; “Doğururken ve Doğurduktan Sonra” adlı eserinde doğum öncesi, esnası ve sonrasında gebeye yaklaşımla alakalı bilgiler vermektedir. Eser, gebeye ve çevresinde ona destek olanlara uygun yaklaşım biçimlerini, doğru bilinen yanlışları ve sürecin daha kolay ve faydalı yönetilebilmesi için gerekli bilgileri içermektedir. Kitap aynı zamanda birçok görselle desteklenmiştir.

Eser yazıldığı günden bugüne kadar yüz yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen başta halk sağlığı olmak üzere tıbbın pek çok alanında günümüzü de yakından ilgilendiren bilgiler ihtiva ediyor.

Yoğun emekler sonucu bu eserin günümüze aktarılmasını sağlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Rümeysa Çalışkan hislerini şu sözlerle ifade etti: “Osmanlı Devleti değerli birçok bilim adamı yetiştirmiştir ve onların yazdıkları eserlerin bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Üniversitemizin bulunduğu Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi gerek kendi tarihi gerekse bulundurduğu eserler anlamında çok büyük bir nimet. Alfabenin değişmesiyle kaybetmek üzere olduğumuz bu kıymetli eserleri günümüze uyarlamak da mirasımıza sahip çıkmak için önemli bir adım diye düşünüyorum. Bu yolda emeği geçen tüm hocalarıma, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Zeki İzgöer’e ve hassaten kıymetli rektörümüz Prof. Dr. Cevdet ERDÖL’e çok teşekkür ediyor, eserin akademiye ve ilgililere faydalı olmasını diliyorum.”

Eserin takdim bölümünü yazan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl şu ifadeleri kullandı;

“Köklü bir geçmişe sahip olan Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’de yetişen birçok başarılı hekim, adları unutulmayacak ve her zaman hatırlanacak kıymetli eserler bırakmıştır. Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’de okuyan ve hocalık yapan değerli hekimlerimizden biri de Dr. Besim Ömer Akalın’dır. Osmanlı’nın son dönemleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında özellikle kadın hastalıkları ve doğum alanında önemli hizmetlerde bulunarak bilim dünyasında ün kazanan Dr. Besim Ömer, sadece akademik başarılarıyla değil; konuşmaları, yazıları ve yorumlarıyla da her zaman toplumun önünde, içinde, hafızasında yer edinmiş bir şahsiyettir. O, aynı zamanda halk sağlığına verdiği önemin bir gereği olarak halkı eğitmeye yönelik eserleriyle de meşhurdur. Halkın adeta nabzını tutmuş, toplumun ihtiyaç duyduğu bilgileri eserlerine yansıtmaktan geri durmamıştır. Bu yüzden bıraktığı bilgi yüklü miras hem halk sağlığı hem de tıp tarihi açısından son derece önem arz etmektedir. Dr. Besim Ömer tarafından yazılan eserler genel itibarıyla değerlendirildiğinde hepsinin birbirinden özgün çalışmalar olduğu görülecektir. O, tıbbın her alanında eser veren ender bilim insanlarımızdandır. Çocuk büyütmek, evlilik, şişmanlık ve zayıflık, salgın hastalıklar, ebelik, hemşirelik ve emzirme gibi konular bunlardan sadece birkaçıdır. Onun Batıda aldığı eğitimi kendi ülkesine getirip onu teoriden pratiğe aktaran nadide hekimlerimizin başında geldiğini söylememiz hakkını teslim için zaruridir. Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak topluma faydalı olduğuna inandığımız ve bilime katkı sağladığını yakinen bildiğimiz hekimlerimizin çalışmalarını yayınlama konusundaki çaba ve gayretlerimizi sürdürmekteyiz. Bu gayeyle Dr. Besim Ömer’in Doğururken ve Doğurdukdan Sonra adlı eserini neşretmiş bulunuyoruz. Bu eser doğum öncesi, esnası ve sonrasında bir kadına ve ona destek olan çevresindeki insanlara nasıl davranmak gerektiğini anlatmak, doğru bilinen yanlışları ve sürecin daha kolay ve faydalı nasıl yönetilebileceğini gerek ebe hanımlara gerekse hasta ve yakınlarına öğretmek amacıyla yazılmıştır. Eser, yazıldığı tarihten bugüne kadar yüz yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen başta halk sağlığı olmak üzere tıbbın pek çok alanında günümüzü de yakından ilgilendiren bilgiler ihtiva etmektedir. Türkiye’de Dr. Besim Ömer’in hayatı ve eserleriyle ilgili yapılan çalışmaların yetersizliğinin bilincinde olan üniversitemiz, bu değerli hekimimize ait daha önce yayınladığı Nevsâl-i Afiyet sıhhî yıllıkları, Ebe Hanımlara Öğütler, Çocuk Büyütmek ve Sıhhiye-i Askeriye ve Umûmiyede Tayyârelerden Edilecek İstifâde adlı kitaplarından sonra şimdi de bu eseri yayınlamış bulunuyor. Eseri günümüz harflerine Hamidiye Tıp Fakültemizin 6. sınıf öğrencilerinden çiçeği burnunda hekim adayımız Stj. Dr. Rümeysa Çalışkan hazırlamıştır. Kendisine mesaisi ve gayretlerinden ötürü teşekkür ediyorum. Yine, eserin yayınlanması hususunda ilmî yardım ve desteklerine şahit olduğumuz Tıp Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürümüz Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Zeki İZGÖER’e ve kitabın yayınlanmasında emekleri bulunan Spor ve Kültür Daire Başkanlığı’mıza da müteşekkirim. Eserin akademik çalışma yapanlara ve ilgililere faydalı olması en büyük temennimizdir.”


 

Doktor Besim Ömer Akalın Kimdir?


 

Doktor, Rektör, Yazar, Milletvekili Besim Ömer 1862’de İstanbul’da doğmuştur. Babası Ömer Şevki Paşa, annesi ise Yaşar Paşa’nın kızı Afife Hanım’dır. Anne tarafından Yahya Kemal (Beyatlı) ile akrabalığı vardır. Besim Ömer, ilkokulu Priştine’de okumuş, Kosova Mülkiye ve İstanbul Askerî Rüştiyesi’ni bitirdikten sonra 1879’da 17 yaşındayken Kuleli Askerî Tıbbiyyesi İdadisinden mezun olmuştur. Bundan sonra ise 1885 yılında Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’yi bitirmiştir. Besim Ömer’in hekimlik mesleğini seçmesinde ailesinin hekimlere duyduğu saygının, yenilikçi fikirlere ve pozitif bilimlere açık aile ortamının büyük etkisi olmuştur.

Başarılı bir eğitim hayatından sonra 1885’te Tabib Yüzbaşı rütbesi almıştır. Haydarpaşa Tatbikat hastanesinde Tabib Yüzbaşı olarak görev yaparken, girdiği sınavı kazanmış ve Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane’de Ebelik Öğretim Görevlisi olmuştur. Yine 1885 yılında bir süre Askerî hastanelerde Asker Tabib olarak görev yapmıştır.

Modern ebelik, kadın ve çocuk hastalıkları konusunda uzmanlaşmak için 1887’de Paris’e gitmiştir. 1891 yılında yurda dönen Besim Ömer, Modern Ebelik Muallimi olarak vazife almıştır. 1892’de aynı zamanda Haseki Nisa hastanesinde doğum (vilade) koğuşunda görevlendirilmiştir. 1896’da doğum kliniği muallimliğine de atandı. Ebelik eğitimi ve mesleğinin gelişiminde büyük katkıları olan Besim Ömer Bey için “Ebelerin Ebesi” ifadesi kullanıldı. Görevlerinde üstün başarı gösteren Besim Ömer Bey, 1899’da Miralay iken, 1900’de artık Mirliva (Tuğgeneral) olmuştur. Bir süre sonra Ferik rütbesi alan Besim Ömer Paşa’ya tıp alanındaki çalışmalarından dolayı Murassa Osmanlı Âlî nişanı verilmiştir.

Akalın, uluslararası kongre ve konferanslarda Osmanlı Devleti’ni, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmiştir. Yine bazı toplantılara Hilal-i Ahmer adına katılmıştır. Besim Ömer Paşa’nın doktor sıfatıyla katıldığı uluslararası toplantıların yerleri ve yılları şu şekildedir: Brüksel (1892), Amsterdam (1899), Londra (1907), Washington (1912), Stokholm (1918), Cenevre (1921), Prag (1922), Cenevre (1923), Kopenhag (1936), Bratislava (1937), Paris (1939), İsviçre (1939). Hem Osmanlı hem de Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde tıp alanında ülkeyi temsil kabiliyetine sahip, uluslararası tanınma ve saygınlığı olan kişilerin başında Besim Ömer Paşa’nın geldiği görülmektedir.

Hilal-i Ahmer (Kızılay) tarihinde önemli bir yere sahiptir. Londra’da 1907’de gerçekleşen 8. Uluslararası Salib-i Ahmer (Kızılhaç) kongresinde Osmanlı Devleti temsilcisi olarak Kızılay’ın bugünkü ambleminin benimsenmesini kabul ettirmiştir. 1911’de Hilal-i Ahmer Cemiyeti Genel Merkez İdare Heyeti’ne seçilmiş, 1912’de cemiyetin ikinci başkanı olmuştur. Paşa’nın da katkılarıyla Kızılay adeta yeniden ayağa kalkmıştır.

1912 yılının, hayatında önemli bir yere sahip olduğunu belirtmek gerekmektedir. Paşa, 7-17 Mayıs 1912 tarihinde Washington’da gerçekleşecek konferansa Osmanlı Devleti’ni temsilen katılmak üzere hareket etmiş ve Fransa’nın Calais limanına gelmiştir. İngiltere’ye geçerek Southampton limanından kalkacak Titanik gemisiyle ABD’ye gidecekti. Fakat hava muhalefeti nedeniyle İngiltere’ye zamanında geçememiş ve bileti olduğu halde Titanik’in ilk ve son seferine yetişememiştir. Böylece, dünyanın en büyük yolcu gemisinin 15 Nisan 1912’de battığı yolculuğu bileti olduğu halde kaçırmış ve muhtemelen hayatı kurtulmuştur.

Besim Ömer Paşa, siyasete karşı ihtiyatlı ve mesafeli durmuş, meşrutiyet döneminde ittihatçılara sempati duymakla birlikte çok ön plana çıkmamaya çalışmıştır. Nitekim mesleğinde hızlı yükselişi ve unvanlar almasında sivri muhalif olmamasının payı olmuştur. Osmanlı Devleti’nde genel sağlık meseleleriyle ilgilenmek, uygulamaları hayata geçirmek üzere kurulan Meclis-i Tıbbiyye-i Mülkiye ve Sıhhıye-i Umumiye başkanlığına 1909’da seçilmiş olan Besim Ömer Paşa, bu görevdeyken frengi, tifüs, kolera, menenjit gibi hastalıklarla mücadele edilmesi ve sağlık alanında kadınların eğitimine önem verilmesi için çok çaba göstermiştir. Paşa’nın gayretleriyle hemşirelik ve hastabakıcılık teşkilatının yapılandırılması ve meslek olarak kurumsallaşmasında önemli mesafe kat edildi. “Hastabakıcılığa Dair” adlı eserinde bu mesleğin ülkedeki durumu ve işlevi değerlendirilmiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Kolu’nun açılmasını sağlamış, hanımları eğitici konferanslar vermiştir. 1915 yılında yazdığı “Hastabakıcılık Dersleri” kitabında savaş zamanında hastabakıcının vazifeleri anlatılmıştır. Paşa’nın ders ve konferanslarına katılan hanımların önemli bir kısmı savaş döneminde askeri hastanelerde görev almıştır.

1917’de Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin (Çocuk Esirgeme Kurumu) kurulmasında Akalın’ın öncülüğünün büyük katkısı vardır. Bu kuruluşta üye ve başkan olarak yer almıştır. Yine, 1918’de kurulan Veremle Mücadele Osmanlı Cemiyeti’nin başkanlığını yapmıştır. Cemiyetin 1 numaralı yayını Paşa’nın 1919’da yazdığı “Verem Tehlikesi ve Veremle Mücadele” adlı çalışma olmuştur. Kitapta, veremle mücadelenin halkın bilinçlendirilmesi ve verem hastanelerinin kurulmasıyla başlayacağı ifade edilmiştir.

Paşa’nın üniversite yöneticilikleri süreci de hayatında önemli bir yere sahiptir. Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1914 yılında Mekteb-i Tıbbiyye Şahane Reisliği’ne (Dekan) atanmıştır. Savaş döneminde öğrencilerin cepheye gitmesiyle dersler ciddi şekilde aksamıştır. Yine, Besim Ömer’in gayretleriyle Mart 1916’dan itibaren “Tıb Fakültesi Mecmuası” adlı süreli yayın hayata geçmiştir. Savaştan sonra mütareke döneminde Darülfünun Emini (Rektör) olmuştur. İki dönem Rektörlüğe seçilen (1919-1925) Paşa, mütareke döneminde işgal kuvvetlerinin üniversiteyi (darülfünun) işgaline karşı mücadele etmiştir. Ayrıca, Besim Ömer Paşa’nın gayretleri neticesinde 1922 yılında kadın öğrencilerin de Tıp Fakültesine kabulleri gerçekleşti. Paşa, 1933’te Üniversite Reformu esnasında kadro dışı kalmış ve emekli olmuştur.

Besim Ömer Akalın’ın son görevi 1933 ve 1939 yıllarında iki dönem Bilecik Milletvekili seçilmesi olmuştur. 19 Mart 1940’ta Ankara’da geçirdiği bir kalp krizi neticesinde 78 yaşında hayatını kaybetmiştir. Sağlıklı bir hayat sürmekle ilgili araştırma yapmış ve kitaplar yazmış Besim Ömer Paşa, hayatı boyunca kronik astım sorunu yaşamış ve sık sık yurt dışına çıkarak kaplıca tedavisi görmeye çalışmıştır. Kadınların ve çocukların sağlığı ve eğitimi için çaba gösteren sembol bir isim olmakla birlikte evlenmemiş ve çocuğu olmamıştır. Besim Ömer Akalın öldüğünde basın, kaybın ne kadar büyük ve önemli olduğu hususunu özellikle vurgulamış ve Tıp ile Tıp Edebiyatı’nın kaybının tarifsiz olduğu belirtilmiştir. Besim Ömer Akalın basın tarafından, “hekimlik tarihimizin timsali”, “kadın hastalıkları ve doğum kürsüsünün kurucusu”, “millî iftihar”, “tıp kahramanı” ifadeleriyle değerlendirilmiştir.

Eserleri: Besim Ömer Akalın, aynı zamanda ciddi bir yazardır. 1897-1906 yılları arasında çıkardığı Nevsal-i Afiyet adlı sağlık yıllıkları çok ilgi görmüş ve okunmuştur. Üzüm’ün tedavide kullanımını önemsemiş, annesinin tedavisinde yararlanmış ve bu konuyla ilgili kitap yazmıştır. Öğrencilik yıllarından itibaren sağlık ile ilgili yazmaya özen göstermiş ve çok sayıda eser meydana getirmiştir. Bu çalışmalarda halkın bilinçlendirilmesi hedeflenmiş, özellikle çocuk ve kadın sağlığı konu edilmiştir. Bu kitaplardan bazıları şunlardır: Su, Kardeşi Azmi Bey’le Birlikte, Ceride-i Askeriye Matbaası, İstanbul 1300; Dişlerin Hıfzıssıhhati, Mihran Matbaası, İstanbul 1301; Üzüm ve Üzümle Tedavi Mebahis-i Tıbbiyye’den, Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1304; Zayıf ve Vakitsiz Doğan Çocuklara Edilecek Takayyüdat, Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1306; Çiçek Hastalığı ve Suçiçeği, Alem Matbaası, İstanbul 1309; Çocuk, Alem Matbaası, İstanbul 1309; Seririyat-ı Viladiye Dersleri, Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Matbaası, İstanbul 1313; Emraz-ı Nisa, Serirî ve Cerrahî, Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Matbaası, İstanbul 1314; Doğururken ve Doğurduktan Sonra, İstanbul 1320; Kolera Sağlığında İttihazı Lazım Gelen Tedabir ve Etıbbaya Rehber, Arşak Garoyan Matbaası, İstanbul 1327; Hastabakıcılık Dersleri, Hilal Matbaası, İstanbul 1331; Nüfus Meselesi ve Küçük Çocuklarda Vefeyat, Kanaat Matbaası, İstanbul 1339; Çocuklara Dair Sıhhî ve İçtimaî Teşkilât ve Tesisât, Matbaa-i Ahmed İhsan ve Şürekası, İstanbul 1925; Anne Olacaklara ve Annelere (Çocuk Yetiştirmek, Püerikültür), Ahmed İhsan Matbaası, İstanbul 1930; Fenn-i Vilade, 3 cilt, II. Kitap, Güç Doğum, Ahmed İhsan Matbaası Ltd, İstanbul 1933; Türk Çocuğu Yaşamalıdır, (Küçük Çocuklara Bakım ve Sosyal Yardım), Ahmed İhsan Matbaası Ltd, İstanbul 1936; Türk Çocuğunu Nasıl Yaşatmalı (Nüfus Siyasetinde Çocuk: Sağlam Çocuk, Öjenik, Öjenizm, Sağlam Irk), Ahmed İhsan Matbaası Ltd, İstanbul 1939. Besim Ömer Akalın’ın yukarıda sadece bir kısmı zikredilen bu eserlerinin dışında birçok eseri, tarihi belirtilmemiş çalışmaları ve Fransızca kitapları da bulunmaktadır.

Besim Ömer Akalın Titanik

Besim Ömer Paşa emekliliğinden sonra birçok konferans ve seminere delege olarak katılmıştı. Bu sayede birçok yurtdışına seyahatine gitmiş ve oldukça ülke görmüştü. 1912 yılında Washington’da yapılacak Kızılhaç Konferansı için Osmanlı delegesi seçilen Besim Ömer Paşa bu konferansa gitmek için Titanik adlı bir gemiyle yolculuk yapmaya karar verdi. Gemiye Fransa’dan binecek olan Besim Ömer Paşa, yolculuğun gerçekleşeceği gün hava durumundan dolayı limana ulaşamadı ve gemiyi kaçırdı. Bu sayede Titanik felaketinden şans eseri kurtuldu ve bileti olduğu halde gemiye binmeyen tek yolcu oldu. İlerleyen zamanlarda olaydan bahsederken kendisinden “yeryüzünün en talihli insanı” diye bahsetti.

Bu olayla günümüzde Titanik kazasından kurtulan tek Türk olarak ün kazandı.

Yorumlar (0)