Sosyal medya, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemi olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca sosyal medya kişilerin İnternet üzerinde yapılan diyalogların ve paylaşımların bütünüdür.
Tanımından da anlaşılacağı üzere çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımı yapmak üzere kurulan sosyal medya siteleri ülkemizde ve dünyada adeta iftira, hakaret, ötekileştirme söylemleri, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme, aşağılama, taciz, ırkçı, etnik, dini ve fiziksel saldırı ve aşağılama, fanatizm ve holiganizm, ayrıştırıcı ve farklılaştırıcı söylem, bölücü, yıkıcı örgütlenmeler, küfür, argo ve sanal şiddet… mecraları haline gelerek hayatın her alanında baş gösteren birer çıban gibi toplum ve insan nabzını tehdit etmekte ve her geçen gün temizlenip tedavi olmayı bekleyen bir cerahat olduğunu adeta haykırmaktadır.
Bu ifadelerim sadece şahsi görüşlerim olmayıp aynı zamanda bilimsel gerçeklere dayanmaktadır.
Şöyle ki;
ABD’nin önde gelen üniversitelerinden olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından yapılan bir araştırma, yalan haberlerin ‘çok daha uzağa, çok daha hızlı bir biçimde’ yayıldığını ortaya koydu. Araştırmada, Twitter’dan yayılan binlerce haber ve atılan trilyonlarca tweet incelendi.
Araştırmaya göre yalan haber içeren tweetler, gerçek haber içerenlere kıyasla çok daha fazla paylaşılıyor, doğru bilgi içeren bir tweetin 1500 kişiye ulaşma hızı, yalan haber/iddia içeren bir tweet’inkinin altıda biri kadar yavaş.
Doğru haber içeren bir tweet nadiren bin kişi tarafından zincirleme bir şekilde paylaşılırken, buna karşın, yalan haber içerenlerin en az yüzde 1’i zincirleme olarak yeniden paylaşılıyor.
Yalan haberlerin ‘viral’ olma ihtimali çok daha yüksek. Bu haberler hem aynı zincir içinde hem de yeni zincirlerde tekrar tekrar paylaşılmakta. Doğru bir haberin Twitter’ın derinliklerine ulaşma hızı, yalan haberden 20 kat daha düşük.
Görüldüğü üzere maksatlı ve kötü niyetli sosyal medya mecraları bu kirliliğin en kapsamlı alanları olup çöküveriyorlar algı dünyamıza.
Bunu en son ülkemizde yaşanan orman yangınlarında bir kez daha müşahede ettik.
Devletimiz tüm organları, halkımızla birlik olarak canla başla yangınları söndürmeye, yaraları sarmaya çalışırken, milletimiz canının-malının derdine düşmüşken felaket senaristlerinin durumdan vazife çıkarışlarını dehşetle takip ettik/etmekteyiz.
“Yangına körükle gitmeyi”, “yalan üretmeyi” adeta kendilerine vird edinmiş bu mihraklar neymiş efendim, “uçağımız yokmuş, devlet yetersiz kalıyormuş”, “HelpTurkey”, hatta son haliyle adeta kan donduran “halkın ayaklanması için daha ne olması gerekiyor” gibi başlık etiketleriyle sosyal medya adı altında sosyal infialin tetikçiliğine bir kez daha soyunmuşlardır.
Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz her dönemde tefrika tohumlarını aziz milletimizin zihnine ekmeye çalışanların beslendiği kaynakların bulunup kurutulması en büyük arzumuzdur. Hatta bu yazımın bir ihbar hükmünde kabul edilmesini de devletimin ilgili makamlarına saygıyla arz ederim.
Sayın Cumhurbaşkanımızın defaten ifade buyurduğu “dış mihraklar” içerideki yandaşları ile her fırsatı krize çevirmeye çalışırken bu vatanın evlatları elbette ki buna rıza göstermeyeceklerdir. Kuyuya attıkları taşlarla yörüngemizi bulandırmaya çalışanlar tabii ki muvaffak olamayacaklardır. Ama gündemi meşgul etmek bile bu kesimin ağzının suyunu akıtmaya yetmektedir. Kat’i suretle bu yalan makinalarının balans ayarlarının yapılması gerektiği ve fabrika ayarlarıyla birlikte ıslahlarının gerçekleşmesi gerektiğinin lüzumuna dikkat çekmeyi bir vatandaşlık görevi addediyorum. “İt ürür kervan yürür” deyip görmezden gelinmemeli bu şarlatanlıklar. Kendilerini memur oldukları fitne senaryolarına adayan bu sosyal mecra kullanıcılarının yine o sosyal medya kanalları aracılığı ile diskalifiye edildiğini görmeyi umuyorum. Hak ve hakikat içeren paylaşımlara bile kısıtlama getirecek kadar “işlerine sadık” olan bu adresler umarım aynı sadakati bölücü, ayrıştırıcı ve tahrip edici paylaşımlar için de gösterebilirler.
Ezcümle ifade etmek isterim ki, bu ve benzer tüm saldırılara pabuç bırakmayız evelallah. Bizim milletimiz doğruyu yanlıştan ayıracak ferasete fazlasıyla sahiptir hamdolsun. Bizler milleti için tüm gücüyle çalışan devletimizi de, yapılan doğruları eğip büküp gündeme fitne malzemesi yapanları da gözlerinden tanırız. Lâkin, temiz bir toplum için temiz ve doğru sosyal iletişim ağının gerekliliği de aşikârdır. İçeride ve dışarıda tüm olumsuzluklara karşı dik ve onurlu duruşuyla bizlere güven veren devletimizin bu konuda da gerekeni yapacağından zerre şüphemiz yoktur. Yolumuzdan yalancıların taşları ile dönmedik, dönmeyeceğiz, biline!
Prof. Dr. Cevdet Erdöl yazdı: "Sos'yal'an medya"
Prof. Dr. Cevdet Erdöl yazdı: "Sos'yal'an medya"
Tıbbiye Bülteni Tıbbiye Bülteni
KÜLTÜR-SANAT
Sağlık temalı en büyük devlet üniversitesi olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Akşam Gazetesi'nde ki köşesinde "Sos'yal'an medya" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Paylaş: