Henüz 9 yaşındayken ailesiyle Granada'ya yerleşen, yaşamının bir dönemini İngiltere ve Arnavutluk'ta geçiren Schaller, son 4 yıldır da İslam Kültür Merkezi'nin direktörlüğünü yapıyor.
Schaller, AA muhabirine yaptığı açıklamaya "Merhaba" diyerek başlayıp ABD uyruklu babasının 1970'li yıllarda Konya'yı ziyareti sırasında Müslüman olduğunu, daha sonra ülkesine dönerek burada Müslüman Meksikalı annesiyle tanışıp evlendiğini ve 1980'de kendisinin de bir Müslüman olarak dünyaya geldiğini belirtti.
GRANADA VE EL HAMRA'NIN MÜSLÜMANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ÇOK DAHA FAZLA
Ulu Cami'nin karşısında yer alan ve Endülüs İslam döneminden kalan en önemli eserlerinden El Hamra Sarayı'na her seferinde hayranlıkla baktığını dile getiren Schaller, "Alışsam da El Hamra'yı her seferinde bir kez daha gözlemlemekten büyük bir haz alıyorum. Karşısına geçip bakmak size çok güzel duygular veriyor." dedi.
yaklaşık 500 yıl önce dönemin Katolik Kralları'nın bu topraklarda İslam ile ilgili her şeyin "kökünü kuruttuğunu" söyleyen Schaller, "El Hamra'nın tarihi mirası çok açık karşımızda ama bu, İspanyol toplumu içinde görülmüyor" dedi.
Schaller, sözlerine şöyle devam etti:
"Birçok kişi El Hamra'yı görür görmez ağlamaya başlıyor. Endülüs İslam Devleti'yle ilgili derin bir bilgiye sahip olmasalar da El Hamra gibi çok etkileyici, Endülüs İslam dönemiyle bağlantılı bir eseri gördüklerinde ve artık bu topraklarda bir İslam devleti olmadığını bildiklerinde bu, bir nostalji yaratıyor. Dünyanın neresinden olursa olsun buraya gelen tüm Müslümanlar için Granada'nın mimari yapısı hatta bazen gastronomisi herkeste aynı etkiyi bırakıyor. Onları kalplerinden vuruyor."
GÜNÜMÜZ ŞARTLARINA SAYGI GÖSTEREREK YAKILAN GELENEKLERİ BULUP GÜN YÜZÜNE ÇIKARIYORLAR
Endülüs topraklarında ve İspanya'da İslam'ın uzun bir dönem ortadan kaldırıldığını anlatan Schaller, "Endülüs İslam döneminin tarihi bağlarını biraz olsun yeniden inşa etmeye, bir şekilde gündelik hayatımıza katmaya çalışıyoruz." diye ekledi.
Schaller, "O dönemin (1492 yılı) otoriteleri, Granada'nın merkezindeki Virambla Meydanı'nda, aralarında Kur'an-ı Kerim'in de olduğu Müslümanlara ait mimari, sanatsal ya da tarımla ilgili tüm kitapları alıp yaktılar. Bu, tarihi bir andı. Bu olayla Granada'da yaşayan Müslümanlara ait arşivler de yok edildi. Ayrıca camiler yakılıp yıkıldı ya da üzerlerine kilise inşa edildi." diye anlattı.
Schaller, "Bizim gündelik hayatımız İspanyolların gündelik hayatına çok benzer olsa da bunu Müslüman olarak yapıyoruz. Müslüman İspanyollar olarak Granada'da tarihi bağlarımıza bağlı kalarak ama aynı zamanda günümüz şartlarına saygı göstererek, bu yakılan, ortadan kaldırılan gelenekleri bir şekilde yeniden bulup, gün yüzüne çıkarmak, burada yaşanılanların bilinmesine yardımcı olmaya çalışıyoruz." dedi.
İSLAM'LA İLGİLİ HER ŞEYİN ÜZERİ ÖRTÜLDÜĞÜ İÇİN MİRASI GÜN YÜZÜNE ÇIKARMAK ZOR
Schaller, İspanya'nın, yemekten giyime, tarımdan sosyal aktivitelere kadar Endülüs'teki İslam'ı ve geleneklerini tamamen ortadan kaldırmaya yönelik politika izlediğini ve üstü örtülen bu izlerin çıkarılmasının kolay olmadığını anlattı. Kendisinin ülkedeki ikinci nesil Müslüman olduğunu söyleyen Schaller, "Müslümanların Endülüs'ten çıkartılmalarından, engizisyon mahkemelerinden itibaren İspanya'da İslam ile ilgili her şeyin üzeri örtülmüş. Kitapları ve arşivleri yakmanın yanı sıra tüm camileri ya yakıp yıkmışlar ya da üzerlerine kilise inşa etmişler. Aynı şekilde Müslümanlara ait binaları ya da sosyal mekanizmaları da ortadan kaldırıp tamamen unutturmuşlar." ifadelerini kullandı.
Schaller, "İspanya'da hükümetler ve devlet kurumları, Müslümanların toplum tarafından kabul edilebilir olması için İslam'ın büyük bir değişime uğraması gerektiğini düşünüyor ama birçok şeyin değiştirilemez olduğunu bilmek lazım. Bu, görünmez gibi duran ama bilinen bir çatışma noktası." değerlendirmesini yaptı.
"İngiltere, Fransa ve Almanya'da olduğu gibi İspanya'da da İslam'ın daha doğal ve bütünleyici bir şekilde devletin kurumlarına, gündelik hayata gireceğine inanıyorum." diyen Schaller, bunun sadece zaman ve sabır gerektirdiğini kaydetti.
GENÇ NESİLLERE İSLAMIN NE OLDUĞUNU ÖĞRETMEK ÇOK ÖNEMLİ
İspanya'daki Müslümanların çoğunun göçmen olduğunu ve ülkeye iş bulup para kazanmak için geldiğini aktaran Schaller, ikinci ya da üçüncü nesil Müslümanlar için ise en büyük sorununun genç nesillere, İslam'ın ne olduğunu öğretmek olduğunu söyledi.
Avrupa'daki diğer ülkelere nazaran İspanya'da, "Müslümanların entegrasyonunda ya da İslam'ın, devletin kurumları tarafından tanınmasında çok çok yavaş bir süreç izlendiğini" kaydeden Schaller, "Marjinalleşmeyi önlemek için İspanyol toplumunun genel yapısının yanında Müslümanların geleneklerini de öğretmek gerek. Bunun doğal bir şey olması için de ortak noktalar bulmak gerekiyor." dedi.
GRANADA ULU CAMİ HERKESE AÇIK
İnşası 2003'te tamamlanan Granada'daki Ulu Cami'ye ilişkin de Schaller, "Bu projenin mimarları Müslüman İspanyollar. Şimdi başka örnekleri olsa da o dönemde, Güney İspanya'da cami mimarisinde yapılmış ilk cami. Ayrıca burasının, herkese tamamen açık bir cami olma özelliği de var." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iki kez bu camiyi ziyaret ettiğini, Türkiye'den bazı kitapların cami kütüphanesine hediye edildiğini aktaran Schaller, Türkiye ile çok yakın dostluk ilişkilerinin olduğunu dile getirdi.